Kamudan İhraç Davaları

Kamu Görevinden Uzaklaştırma Kavramı



İhraç ile kamu görevinden uzaklaştırma kavramları çoklukla birbirine karıştırılmaktadır. Niteliği ve sonuçları itibariyle birbirlerinden oldukça farklı olan bu kurumlar, bütünü itibariyle yazımızın konusunu oluşturmamaktadır. Biz bu yazımızda ihraç davaları konusunu işleyerek buna ilişkin hukuki tecrübelerimizi ve bilgimizi anlatma yoluna gitmeyi tercih ediyoruz. Dolayısıyla sadece ihraç davası ve özelde de irtibat ve iltisak nedeniyle kamudan ihraç davaları yazımızın konusunu oluşturmaktadır.

Fetöden (İrtibat ya da İltisak Nedeniyle) İhraç Edilenler



15 Temmuz Darbe Girişimi’ne ilişkin sürecin başından bugüne kadar kamuoyunu meşgul eden konuların başında ihraç edilenlerin davaları gelmektedir. Bu kişilerin bir kısmı görevlerine dönmüşken bir kısmı hakkında yürütülmekte olan soruşturmaların sonucunu beklemekte, bir kısmı da görevden ihraç edilerek yasal sürece hazırlanmaktadır. İhraç kararının niteliğine göre de izlenecek hukuki prosedür farklılık gösterebilmektedir.

İhraç Edilenlerin İzleyeceği Yol



Hakkında ihraç – yani meslekten çıkarma- kararı verilen kişiler, doğal olarak haklarını korumak ve yasal başvuruları yapmak için araştırma çabasına girmektedir. Bunu son derece doğal görüyoruz. Fakat gerek internette dolaşan bilgilerin yarattığı kirlilik, gerekse bu konuda uzman olmayan kişilerin yönlendirmeleri ile kişiler belki de kazanacakları hukuk savaşını baştan kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. O yüzden bu durumla karşılaşan kişilerin hak kaybına uğramadan en güvenli şekilde sonuç almasına odaklı yol haritasını uygulaması gerekmektedir. Biz yıllardır bu şekilde sonuç alıyoruz. Faydalı ve güvenli olduğunu düşündüğümüz en iyi yöntemin de denemmiş ve sonuç alınmış; yani bilinen yöntem olduğu kanaatindeyiz.

1. Meslekten İhraç Kararına İtiraz



Meslekten ihraç kararı verilen kişiler, öncelikle bu kararın bir idari işlem olduğunu bilmelidir. Peki idari işlem ne demektir? İdari işlem olunca ne olmaktadır? İdari işlem, idarenin kamu gücünü kullanarak kamuya ilişkin yetki alanı içerisinde tek taraflı olarak vermiş oldukları kararları ifade eder. Meslekten ihraç kararının niteliğine göre başvuru yolları da çeşitlenmektedir. Bir örnek ile açıklamak gerekirse Türk Silahlı Kuvvetler bünyesindeki bir şahıs, bağlı olduğu birliğin disiplin kurulu kararı ile de meslekten ihraç edilebilir; 15 Temmuz sürecinden sonra çıkarılan KHK ile de meslekten çıkarılabilir. Disiplin kurulu kararı ile meslekten çıkarma halinde bu işlem bir idari işlem olduğu için İdari Yargılama Usul Kanunu’na göre kararı veren kuruma karşı bu kararın iptali için itiraz mahiyetinde bir dilekçe ile başvuru yapılmalıdır. Zira bu karara karşı itiraz edilmeden dava açılamaz. Fakat KHK ile meslekten çıkarma kararı verilmesi durumunda Olağanüstü Hal Komisyonu’na başvuru şartı aranmaktadır. Bu komisyon menfi ya da müspet bir karar vermeden dava açılamaz. Konuyu çok dallandırıp budaklandırmadan özetlemek gerekirse haklarına meslekten ihraç kararı verilen kişiler ilk olarak bu karara karşı kurum nezdinde itiraz etmelidir. İtirazın süresi idari işlemin (meslekten çıkarma kararının) kişiye tebliğinden itibaren 60 gündür.

2. Memurun Göreve İade Davası



Haklarında kurum kararı ile meslekten çıkarma kararı verilmiş kişi kuruma yasal süresi içinde itiraz etmiş; fakat menfi ya da müspet bir cevap alamamış ise ya da olumsuz bir cevap almış ise bu tarihten itibaren 30 gün içinde yetkili İdare Mahkemesi’nde İdari İşlemin İptali davası açmak zorundadır. Bu aşamadan sonra idare ile muhatap olunma dönemi bitmiş; mahkeme nezdinde delil sunma ve iddiaları ispat dönemine girilmiş olunacaktır.

İltisak ve İrtibat Nedeniyle İhraç Davaları



Fetö konulu İltisak ve İrtibat Nedeniyle İhraç Davaları ise yukarıda genel hatlarıyla anlattığımız klasik idari işlemin iptali davalarından ayrılmaktadır. Zira ülke genelini etkileyen toplumsal bir vakıaya bağlanan sonuçlardan biri de Olağanüstü Hal ve buna bağlı olarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerdir. Dolayısıyla burada genel geçer bilgiler ile sonuç almak neredeyse imkansız olduğu için somut duruma uygun çözümlerin sunulması gerekecektir. Nedir bu çözümler? Bizim tespit ettiğimiz üzere üç çeşit ihraç davası mevcuttur. Bunları kategorileştirerek bunlara ilişkin atılması gereken adımları ayrı ayrı anlatmayı uygun bulduk. Sırasıyla inceleyelim.

1. KHK - Ohal Komisyon Kararı ile İhraç Edilme



Olağanüstü Hal ve KHK ile Meslekten Çıkarma , 15 Temmuz darbe girişim sonrasında icat edilmiş bir hukuki yoldur. 685 sayılı “OLAĞANÜSTÜ HAL İŞLEMLERİ İNCELEME KOMİSYONU KURULMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME ile kurulan OHAL Komisyonu’nun görevi, KHK ile ihraç edilen kişilerin yapmış oldukları başvuruları incelemektir. Diğer idari işlemlere kurum nezdinde itiraz yapılırken itiraz dilekçesinin kuruma ulaşmasından itibaren kurumun 30 gün içinde cevap verme süresi olacaktır. Kurum bu süre içinde cevap vermediği takdirde yapılan başvuruyu “zımnen reddetmiş” sayılacaktır. Fakat OHAL Komisyonu, kendisine yapılan başvuruları tam 2 yıl boyunca inceleme yetkisine sahiptir. Bu açıdan 30 gün içinde cevap verme zorunluluğu olmadığı gibi bu süre içinde cevap vermezse “zımnen reddetmiş” de sayılmayacaktır. Bu önemli bir ayrıntıdır. Zira daha önce karşılaşılmayan bir hukuki yol yaratılmıştır.

Bu açıdan KHK ile meslekten ihraç edilen kişiler, yasal süresi içinde OHAL Komisyonu’na itiraz dilekçeleri ile başvurmalıdır. Komisyon 2 yıl içinde menfi ya da müspet bir karar verdikten sonra bu karara karşı yine 60 gün içinde idari işlemin iptali – yani ihraç kararının iptali- davası açılabilecektir. Önemli bir ayrıntı da Ohal Komisyonu Kararlarına karşı yalnızca Ankara İdare Mahkemeleri’nde dava açılabilmesidir. KHK ile getirilen özel yetki kuralı gereği başkaca herhangi bir ilde bulunan idare mahkemesinde idari işlemin iptali davası açılamaz. OHAL Komisyon kararlarına karşı dava açma süresi yine 60 gündür. Karar tebliğ edildikten sonra 60 gün içinde dava açılmazsa daha sonra açılacak olan dava usulden reddedilebilecektir. Bu açıdan süre takibinin eksiksiz yapılması gerektiğini, eğer avukat temsilinden faydalanılacaksa bu alanda tecrübeli ve titiz idare avukatları ile çalışılması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.

2. Disiplin Soruşturması İle İhraç Edilme



Fetö ile İrtibat ya da İltisak Nedeniyle ihraç edilenlere uygulanan ikinci hukuki prosedür “disiplin soruşturması” ile ihraç kararı verilmesidir. Bu da kendi içinde ikiye ayrılmaktadır. Birinci durum: kişilerin haklarında Fetö nedeniyle herhangi bir ceza soruşturması olmadığı ya da ceza soruşturması olsa bile bu soruşturmanın sonucu beklenmeden, kurumun kendi araştırması ve kanaatiyle kişi hakkında ihraç kararı vermesidir. Buna göre kişinin Fetö üyesi olduğu, Fetö ile irtibatlı olduğu ya da Fetö ile iltisaklı olduğu şeklinde kurumda bir şüphe oluşmuştur. Kurum bu şüphesini gidermek için kişiden savunma talep eder. Kişi de savunmasını yaptıktan sonra kurumun Disiplin Kurulu ihraç kararı verir. Şüphe kavramının altı nasıl doldurulacaktır? Şimdi bunu inceleyelim.

A. Kişi hakkında yürütülen ceza soruşturması sonucu takipsizlik kararı verilmesi



Bu ihtimalde kişi hakkında bir Fetö üyeliği, irtibatı ya da iltisakı nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir ceza soruşturması yürütülmüş; kişi hakkında da Takipsizlik – yani Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar- verilmiştir. İlk bakışta kişi hakkında takipsizlik kararı verildiyse kişinin suçsuz olduğu kanıtlanmış; dolayısıyla kişinin göreve dönmesi önündeki engeller kalkmış şeklide düşünce hasıl olabilir. Fakat durum bu kadar basit değil. Kişi hakkında verilen Takipsizlik Kararı eğer delil yetersizliği nedeniyle verilmişse buradan şu anlam çıkmaktadır: kişinin Fetö üyesi olduğu, Fetö ile irtibatlı ya da iltisaklı olduğu yönünde savcılık nezdinde bir suç şüphesi vardır; ama cezalandırmaya yeter delil bulunmamaktadır. Kişinin cezalandırılmaması ya da cezalandırılmaya yeter delilin bulunmaması, kişinin mesleğine geri dönebileceği anlamına gelmemektedir. Zira kamu kurumları, çalışacağı personel hakkında görüş bildirme, bu personel ile çalışıp çalışmama konusunda takdir hakkını kullanma yetkisine sahiptir. Bu açıdan da ceza soruşturmasının “delil yetersizliği” ile sonuçlanması halinde idari kurumlar bu kişiler hakkında suç şüphesinin kesin şekilde giderilemediğinden bahisle disiplin kurulu kararı ile kişiler aleyhinde ihraç kararı verebilmektedir.

B. Kişi hakkında yürütülen ceza davası sonucu kişinin beraat etmesi



Aynı durum ceza davaları için de söz konusudur. Kişi delil yetersizliği nedeniyle beraat etmiş olabilir. Bu ihtimalde de suç şüphesi giderilemediği için disiplin kurulu kararı ile ihraç kararı verilebilmektedir.

C. Kişi hakkında herhangi bir ceza soruşturması ya da davası açılmamış olması



Bu ihtimalde kişinin fetö üyeliğini, irtibatını ya da iltisakını kurum değerlendirmekte ve buna göre karar vermektedir. Denilebilir ki herhangi bir ceza soruşturmasına ve davasına dahi konu olmamış bir kişi hakkında bu şekilde nasıl karar verilebilir? İdarenin takdir hakkı gereği idare bu tür durumlarda Disiplin Kurulu vasıtasıyla ihraç kararı alabilmektedir. Bu aşamadan sonra yapılması gereken idarenin ihraç kararına konu olan olayların sarih ve yalın şekilde aydınlatılması ve kişinin meslekten ihracına konu olayların mantık çerçevesince açıklanmasıdır. Her üç ihtimal için de belirtmek gerekir ki kişilerin disiplin kurulu kararına karşı her zaman dava açma hakları vardır. Yine kişilerin bu davaları kazanıp göreve dönme ihtimalleri de mevcuttur. Burada önemli olan, somut duruma ilişkin mantıklı açıklamalar getirebilmektir.

3. Ceza Soruşturmalarına Dayalı Disiplin Soruşturması ile İhraç Edilme



Buraya kadar, kişi hakkındaki ceza soruşturmalarının / davalarının ya takipsizlikle ya beraat ile sonuçlandığı veya kişi hakkında hiç soruşturma / dava açılmadığı ihtimallerini değerlendirdik. İkinci duruma gelecek olursak kişi hakkında aktif şekilde devam eden bir ceza soruşturması / davasının mevcudiyeti nedeniyle ihraç kararı verilmiştir. Bu ihtimalde kurumlar, kişiler hakkında verecekleri kararı cezai soruşturmaların / davaların sonucuna bırakmakta; bu süre içinde kişileri ya uzaklaştırmakta ya da açığa almaktadır. Kişilerin ceza soruşturmaları sonucu aklanmaları son derece önemli olmakla birlikte idari dava açma sürelerinin ceza davaları ile bağlı olmadığını hatırlatmak gerekir. Dolayısıyla idare bu davaların sonucunu beklemeden de ihraç kararı verebilir. Kişiler de nasıl olsa “beraat edeceğim” ya da “takipsizlik kararı alacağım “düşüncesiyle 60 günlük süre içinde dava açmamaktadır. Bu durum son derece büyük hak kayıpları doğurabilmektedir.

İhraç Davalarına Bakan Avukatlar



Fetöden ihraç işlemlerine bakan idari dava avukatları, bu alanda yılların birikimiyle uzmanlaşmış ve çeşitli dosyalardan çıkardığı sonuçlar ile sürekli kendini geliştiren avukatlardır. Dolayısıyla bu makalenin konusu ile bağlantılı olarak irtibat ya da iltisak nedeniyle ihraç edilen kişilerin ihraç davasına bakan avukat ararken ilk dikkat etmeleri gereken hususlardan biri de bu alanda yetkinliklerinin bulunup bulunmadığıdır. Zira bu davalar özel ilgi gerektiren hassas davalar olması nedeniyle titizlik ve disiplinli çalışma gerektirmektedir.

İdare Mahkemesi Göreve İade Davaları Ne Kadar Sürer?



Müvekkillerimizin bize en çok sorduğu konulardan biri de idari davaların ne kadar sürdüğüdür. Yukarıda anlattığımız durumlar dahilinde her davanın konusu ve süresi de değişmektedir. Söz gelimi Yürütmenin Durdurulması Kararı, öncelikle incelenen konulardan olmasına rağmen mahkemeler istediği evrakları kurumlardan bazı durumlarda aylarca temin edememektedir. Bu durumda da yargılama süresi uzamaktadır. Fakat ortalama ve olması gereken bir süre vermek gerekirse 2 aylık süre içinde Yürütmenin Durdurulmasına ilişkin Kararın, 8-10 aylık bir süre içinde de esasa ilişkin bir kararın verilmesi muhtemeldir.